9 Ocak 2010 Cumartesi

Paris'de Yılbaşı

Yılbaşında Aylin'in çarşamba ve perşembe günün boş olması ve cuma günün tatil olması fırsat bilerek yılbaşında Paris'e gitmeyi planladık . Sonrasında Paris hakkında araştırma yaptık .Ne yenir neresi gezilir nasıl gezilir alternatifle nelerdir. Önümüzde bunlar için yeterli zaman vardı.Ayrıntılı bir hazırlandık  ve bu arada metro hattını inceledik. GPS de bu bölgeleri işaretledik.

30 Aralık Çarşamba günü Saat 8.00 de çocuğumuzla vedalaşarak havalimanına gittik. İstanbul Atatürk Hava limanına saat 10 00 civarında vardık. Saat 12 30 da Paris uçağına bindik ama yaklaşık 1 saati geçkin bir zaman rötarla hareket etti . Fransa saati ile saat 4.30 Paris Charles De Gaulle Havalimanına indik. Yarım saat aşkın bir zaman pasaport kontrol ve yarım saatten fazla bir zamanda da otelimize vardık.
Çok yorucu bir yolmasına rağmen hemen bavulları odaya attık  ve GPS açıp Ressamlar tepesi ,Sacré Cœur, Moulin Rouge görmek , gecesini yaşamak ve soğan çorbasını içmek için yürüyerek kafelerin ve mağazaların bulunduğu dar sokaklardan geçerek Montmartre'ye gittik.

Ara ara çok hafif yağmur çiseledi

Ressamlar tepesinde dışarıda bir kafeye oturup Soğan çorbasın tattık ama yarısını bile içemeden bıraktık .



Dönüşte bir marketten Fransız şarabı, peyniri ve baget alarak otele gittik.


Ertesi gün erkenden kalktık. Ama Paris'te Hava geç aydınlanıyor . Her yer karanlıktı. Kötü bir his :) Kahvaltı yaparak Saat 9 da Panoramik tur için otelin garajında diğer arkadaşlarla buluştuk 2.5 saat süren panoramik tur sonunda ,saat 12 de turdan ayrılarak planladığımız Paris turuna başladık.

Üçüncü Napolyon döneminde şehrin tekrar planlanmasından sorumlu olan Baron Haussmann Paris'in Ortaçağ'dan kalan bölgelerinin arasından geçen geniş bulvarlar açarak ve de Kartezyen (Dekart veya onun kuramlarına ait) bir düzen kurarak şehrin ışık ve temiz hava ile temasını sağladı. Haussmann'ın Paris'in vizyonu için öngördükleri, 19. yüzyılın en kapsamlı ve de etkisi en yaygın olan şehir planlamalarının başında gelmiş Toplam 25 bin bina yıkılmış 75 bin yeni yapılmış Günümüzde dahi yeni binalarda bu etki devam ettiriliyor. Bu tip binalara “haussmaniyen” okunuş olarak osmaniyen evler deniliyor .

Turumuz Benlux mağazasında bittiği için Önce hemen önündeki Louvre Müzesinin önünden geçerek Saint-Michel meydanına gittik. Oradan Sorbonne Üniversitesinin önünden geçerek Pantheon gittik.


Panthéon, Paris’in Quartier Latin bölgesinde bulunan bir yapıdır Fransız Devrimi sonrasında başa gelen hükümet, Panthéon'un kilise olarak kullanılmasına izin vermemiş, yapıyı Fransız entelektüellerinin gömüleceği bir anıt mezara dönüştürmüştür. O zamandan beri Panthéon iki kez kiliseye dönüştürülmüş, ama sonrasında yeniden anıt mezar fonksiyonuna geri dönmüştür.
Fizikçi Léon Foucault,1851'de bu yapının kubbesinden aşağıya sarkıttığı 67 metrelik bir Foucault sarkacı ile Dünya’nın kendi çevresinde döndüğünü ispatlamış, bu deneyiyle Fransa ve tüm dünyada büyük ilgi uyandırmıştır.
Panthéon'da gömülü olan bazı insanlar ve Panthéon'a gömülme tarihleri şöyledir: Voltaire (1791), Jean-Jacques Rousseau (1794), Joseph-Louis Lagrange (1813), Jacques-Germain Soufflot, Panthéon'un mimarı (1829), Victor Hugo (1885), Émile Zola (1908), Pierre Curie (1995), Marie Curie (1995), Alexandre Dumas (2002).

Önüden geçtiğimiz Sorbonne   üniversitesi


Buradan sonra Luxembourg Parkı ve Sarayı doğru yürüdük. Yol üstünde bir kafede Fransa'nın meşhur soğuk sandviçlerinden yedik.

Sonra park içinden geçerek Montparnasse ye doğru ilerledik

Montparnasse, Paris'teki bir mahalle. Pasteur Enstitüsü ve Montparnasse Mezarlığı bu mahallede bulunur. Kafe ve barlarıyla ünlüdür. Montparnasse, 20. yy'in başlarında, Paris'teki entelektüel ve sanatsal yaşamın kalbi haline gelmesiyle daha çok tanınır hale geldi. The Tour Montparnasse Paris'teki en uzun gökdelen ve AB deki 9. en yüksek bina . Paris e yakışmadığı fikriyle yapımından sonra Paris de gökdelen inşaatı yasaklandı

Ara sokaklardan ilerlerken bir görüntü

Daha sonra ara sokaklardan dolaşarak Ile de la Cité e gittik. En önemli eser Notre Damme Kilisesi
Notre Damme Kilisesi’ ne geldiniz mi, gerçek Paris’ e gelmişsiniz demektir. Çünkü Paris ilk olarak bu adada, “Ile de la Cité” de kurulmuş.

14. yüzyılda tamamlanan kilisenin içinde İncil’ de anlatılan hikayelerin bulunduğu kabartmalar ve göz alıcı vitraylar bulunuyor. İçeri giriş ücretsiz; ancak 387 basamak tırmanır bir de üzerine 7,50 Euro verebilirim derseniz North Tower’ a çıkarak müthiş Paris manzarasını ve 13 tonluk Emmanuel Çanını görebilirsiniz. 19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları katedralin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişlerdir. Ünlü Fransız yazar Victor Hugo, halkın ilgisini çekmek için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmıştır. Roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılmasını sağlayarak katedralin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır.




Sonrasında Île Saint-Louis
Île Saint-Louis, Seine Nehri üzerindeki diğer bir adacıktır. Burası, adeta şehrin ortasında sessiz sakin ve kendi hâlinde bir yer. Barok stilinde inşa edilen St-Louis-en I’Île Kilisesi adanın dikkat çeken mimari eserlerindendir. Dinlenmek içeriyi görmek için kiliseye girdik . Gerçekten içeride tarih kokuyordu.
Buradan ayrılarak Bastil meydanına ilerledik . Yolda camları dantelli çok şık ve de sıkışık bir kafe ye uğradık. Paris'teki kafeler gerçekten de çok sıkışık. Rahat rahat oturamıyorsunuz .Zaten adamlarda çok küçük evlerde yaşıyorlarmış.
Bir kahve içtikten sonra Bastil meydanına vardık.

Buradan metroya binerek Hotel de Ville de indik . Önünde buz pateni yapanlar ve atlı karınca vardı.

Yılbaşı sebebiyle metrolar 31 aralık günü saat 17 den ertesi gün 12 ye kadar bedavaydı. Buradan yürüyerek Saint-Michel meydanına gittik.

Bu meydandaki çeşmeye sırtınızı verdiğinizde sağda kalan tarafta çeşitli ülke mutfakları olan bir bölge var . Çok uygun ve lezzetli yemekler yiyebilirsiniz. Biz burada bir Fas lokantasına girdik. Aylin Meşhur kuskuslarından yedi Tabiiki de ben geçen akşamın acısını unutmadığımdan daha bildik tatlara yöneldim. Güzel ve uzun bir yemeğin ardından yavaş yavaş yürüyerek Concorde meydanına gittik
Yol üstünde  Bu bisiklet parklarından sıkça görebilirsiniz Bu bisikletleri kiralıyor ve herhangi benzer parkta bırakabiliyorsunuz . Havanın güzel olduğu zamanda ulaşım için düz Olan Paris'te en güzel alternatif


Güzel ve uzun bir yemeğin ardından yavaş yavaş yürüyerek Concorde meydanına gittik  Yine yol üstünde manzaralar

Conciergerie



 
Galeries Nationales du Grand Palais uzaktan görüntüsü

2010 İstanbul kültür başkenti projesi kapsamında Bizans’tan İstanbul'a sergisi var  Linki Burada

 
Concorde meydanı




Concorde ,Paris'teki en büyük meydan Concorde meydanı, Paris'in ve hatta Fransa'nın en önemli simgelerinden birisidir. Bunun yanında tarihi önemi de vardır; Fransız ihtilali sırasında giyotinler bu meydanda kurulmuş ve Marie Antoinette, 16. luis, Maximillien Robespierre, Danton gibi Fransız ihtilalinin önemli simaları bu meydanda idam edilmişlerdir. Şehrin pek çok yerinden görülebilen dönme dolap da bu meydanın louvre Müzesi'ne yakın tarafında kalır. dönme dolap arkaya alınıp düz gidildiğinde de Champs Eysees'e (Şanzelize Bulvarı), hiç de çekici olmayan ki gayet döküntü bir başlangıcı vardır bu caddenin bir başlangıçla giriş yapılır. yine bu meydanda bir dikilitaş yer alır. Hiyeroglifler Firavun Ramses 2 nin saltanatını anlatır Buradaki Dikilitaş'ın ise dünyada bir eşi daha olup, o da halen Mısır' da bulunmaktadır.

Buradan Champs Eysees'e doğru yürüdük.

Lido Yılbaşı eğlencesi 500 €

Place Charles de Gaulle (l’Étoile) yaklaştıkça kalabalık arttı.
Parislilerin hâlen l’Étoile (yıldız) ismi ile andıkları bu meydan, Champs-Élysées’nin batı ucunda bulunur. Meydanın en önemli özelliği yıldız biçiminde, 12 caddenin birleşme noktasında oluşudur.

Meydanda bulunan Arc de Triomphe, I. Napoléon tarafından bir zafer anıtı olarak yaptırılmıştır. Üzerine Napoléon ’un kazandığı zaferler ile generallerin isimlerinin yazılmış olduğu bu zafer takının tepe noktasına asansör ile çıkılabilir.

Buradan metro ile Eiffel kulesini akşam görüntüsü için Trocadero meydanına gittik Burada bir bar bulup hemen içeriye girdik tüm kafelerde tuvalet kuyruğu vardı. Tatbikîde bizde bu kuyruklarda bekledik. Çok kalabalıktı güzel görüntü alalım diye kalabalığın arasına daldık ama pişmanda olduk . Geri dönelim derken bayağı bir zorlandık. Yeni yıla burada girdik .

Daha sonrada otelimize metro ile geri döndük.

Bu maalesef tüm müzeler kapalı olduğu için önceden planladığımız Château de Versailles (Versay Sarayı) gidemedik . İlk olarak metroyla Ressamlar tepesi ,Sacré Cœur tekrar gündüz gözüyle görmek için Montmartre'ye gittik.

Sacrecoeur Kilisesi1870 yılında inşa edilen bu bazilika size de biraz camiye benziyor gibi gelmedi mi? Bunun sebebi mimarının Müslüman olması. Sacre Coeur’ a gitmek için kafelerin ve mağazaların bulunduğu dar sokaklardan geçtik, gerçek Paris’ in burası olduğunu hissettim. La Savoyarde adında çan, kare şeklinde büyük bir kulenin içinde bulunur. Fransa'nın en büyük ve en ağır çanıdır. 1895 yılında Annecy kentinde imal edilmiştir ve Paris'e 16 Ekim 1895'te getirilmiştir. 18.835 kg ağrılında olan çanın çapı üç metredir. Dayandığı cisminin ağırlığı ise 7.380 kg'dır. İçindeki çekiç ise 1.200 kg ağrılındadır. Girişi bedava olan Basilique du Sacré-Cœur her gün saat 06h00'dan 23h30'a kadar açık.
 
Ressamlar tepesi


Sırada Meşhur Opera Opera Garnier,

Phantom of the opera buradan esinlenerek yazılmış. operanın louvre'a bakan girişinde ünlü müzisyenlerin (Beethoven, haydn gibi) büstleri vardır. 3. Napolyon için çizen Charles garnier'nin adını taşımaktadır...yapımı 13 yıl sürmüş, savaşlar yüzünden duraklamalar olmuş... önünde imparatora suikast düzenlenince sayın garnier doğu bölümüne bir pavyon daha eklemiş ki sayın imparator ayakları tozlanmadan locasına geçebilsin.. 1875 yılında mimar Charles garnier tarafından yapılan Paris in opera meydanında bulunan ve 1990 yılına kadar hizmet veren opera binasıdır.bastille opera binasının hizmete girmesinden sonra müze ve bale gösterilerinde hizmet veren tarihi binadır.bir diğer ismi "academie nationale de musique"dir.


Opera Garnier in güzelliğini kapatmamak için Fransızlar bu bölgede hiç ağaç dikmemişler .

Çevresinde dolanırken Ünlü mağazası  LaFayette

Buradaki özellik iç mimarisi çok güzel olduğu . Fakat mağaza kapalı olduğundan gezemedik . İkinci olarak vitrinleri. Aileler özellikle çocuklarını Buralara getiriyorlar.

 


 
Buradan Vendome meydanına gittik

Burası dörtgen olmasına rağmen sekizgen olarak algılanıyor. Ortasında etrafı Fransa'nın Austerlitz zaferlerini anlatan bakır bir rölyefle çevrili ve en üstünde Roma üniformalı Napolyon heykeli olan bir direkt var . Meydanda ölmeden önce Leydi Diana'nın kaldığı Otel Ritz ve çevrede dünyanın en meşhur mağazaları var .
Yol üstünde rastladığımız bir alet :)

Buradan yürüyerek LesHallese doğru gittik. Les Halles şehrin en civcivli mekanı, bu meydan ve meydandaki çok katlı devasa alışveriş merkezi alışverişin, gençlerin, kalabalığın odak noktası. Burası ile yan yana olan La Conciergerie i ziyaret ettik.

Burada bir İtalyan fastfood girip makarna yedik . Sonrasında Picasso'nun müze olan evine gittik Maalesef 2012 ye kadar kapalı olduğu yazıyordu.


Sonrasında kısa bir yürüyüşle l a place des vosges vardık

Buralar bazılarına göre Paris'in en güzel yeri Le Marais bölgesi.
Paris'in cihangiri ya da günümüzün trendlerini de göz önüne alırsak kule dibisi diyebileceğimiz entelektüel ve entel toplaşmanın fazla olduğu bir semt. Paris'in 3. ve 4. arrondissementlardadir.
10. yy'da bataklıklar temizlenmistir ve dini gruplar buralara yerleşmişlerdir. 12. yy.da bu bölgede tarım yapılmasına
izin verilmesiyle Paris'in yeme içme ihtiyacının bir bolumunum bu bölge karşılamaya bala mistir. 14. yy.da 5. Charles yeni yapılmış l'hôtel saint-pol'e yerleşti. yüzyıl sonunda le marais inkişafa geçti ve 6. Charles bazen l'hôtel saint-pol'de bazen de l'hôtel royal des tournelles'de kaldı.
Fransızların İngiliz işgali diye adlandırdığı donemde II Henry ve esi catherine de médicis burada kaldılar ve hatta montgomary'yle yaptığı yarış sırasında II. Henry ölünce dul esi de daha fazla burada kalmak istemedi. 1545'te buradaki sainte-catherine- ve du-val-des ecoliers dini gruplarından  ikincisi tarlaların satışı için gillaume payen'e başvurup yeni alanlar ve sokaklar açılmasına önayak oldu. 17.yy ise iv. Henry sayesinde le marais'nin altın cağı oldu..Paris'in en unlu olmasa da ilk şehir plancısı sayılan iv. Henry'nin eserleri arasında La place des vosges yer almakta.


Buradan metroyla Trocadero Meydanına tekrardan gittik. Buradan Eiffel kulesinin altına gittik

Çok sıra ve hava kapalı olduğundan Kuleye çıkmaktan vaz geçtik.

Hotel des Validesi doğru ilerledik
Bu görkemli bina, 1670lerde 14.Louis tarafından 4000 savaş gazisine ev olması için yaptırılmış. Fransız İhtilali sırasında işgalcilerin ilk durağı olmuş, buradan aldıkları 28.000 tüfekle Bastille Hapishanesinin yolunu tutmuşlar.ınvalides Napolyon gibi önemli askerlerin mezarının bulunduğu yer Yanındaki bu kilisenindi bir önemi olmamasına rağmen Napolyon'un küllerini buraya gelmesinden sonra kıymete binmiş ve kubbesinde 10 kg altın kullanarak Altın varaklı bir kubbesi olmuş.


Buradan yürüyerek Saint-Michel meydanına gittik. Paris Işıklar şehri her zaman her yerde gösteriyor .

Güzel bir aksam yemeği yedikten sonra Özellikle bagetleriyle meşhur Kaizer fırınına gittik Buradan bir baget satın aldık. Sonrasında otelimize döndük.

Sabah erkenden kalkarak Doğrudan Bu güne sakladığımız Louvre Müzesine gittik.

14. Louis’ in devasa sarayı olan bu bina dev bir at nalı planına sahip. Seine nehri kenarında bulunan Louvre, Orta Çağ’dan başlayıp 16. yüzyıla kadar süren bir yapım sürecinden geçmiş ve XIV. Louis’nin sarayı Versailles’a taşıyana kadarki dönemde saray olarak kullanılmıştır. 1793 yılında devrimciler burayı, halka açık bir müzeye dönüştürmüşlerdir.Avrupa’ nın enine doğru en uzun binası öyle ki yere yatırılıp arka arkaya eklenmiş üç Eiffel Kulesi’ nden bile uzunmuş. Mitterand’ ın 1981 yılında başlattığı Louvre’ u Geliştirme Projesi sebebiyle inşa edilen Cam Piramit (Grande Pyramide), müzenin üç kanadını birbirine bağlayan bir köprü vazifesi görüyor. Yüzeyinde 666 penceresi var. Piramitin Louvre’ un asaletini bozduğunu düşünen Fransızlar çok sayıda.



60.600 metrekarelik bir alana yayılmış olan ve M.Ö. 6000’li yıllardan M.S. 19. yüzyıla kadarki dönemden neredeyse 35.000 esere ev sahipliği yapan müzede; pek çok heykel, resim, çizim gibi eserlerin yanı sıra Antik Mısır objelerini, Yakın Doğu parçalarını, Yunan ve İslam eserlerini ve Milo Venüsü, Mona Lisa gibi Avrupa sanat tarihinin pek çok önemli eserini görmek mümkündür.
Mona Lisa


Venüs de Milo Antik Yunan Heykel sanatının en ünlü örneklerinden birisidir. Afrodit Yunan Mitolojisinde aşk tanrısıdır ve temsilî gezegeni Venüs'tür. Venüs de Milo 203 cm yüksekliğinde ve mermerden yapılmıştır. Antik heykel 1820 yılında Yunanistan'ın Milos Adası'nda bulunmuştur. XVIII. Louis (19. yy. Fransız Kralı) heykeli Fransa'ya getirtmiştir ve Venüs de Milo adlı şaheser günümüzde hâlâ Louvre 'da sergilenmektedir.

Kanatlı Zafer Heykeli veya Kanatlı Zafer Anıtı, Yunan mitolojisi zafer tanrıçası Nike'nin MÖ 3. yüzyıldan kalma mermer heykelidir. Sema direk Kanatlı Zaferi veya Sema direkli Nike olarak anılan heykel 1884 yılından beri Paris'teki Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir. Helen döneminin en önemli ve güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen heykelin, heykel sanatı başta olmak üzere Batı sanatını önemli oranda etkilediği düşünülmektedir.

Zamanında Sema direk Tapınak Kompleksinde yer alan ve bu kompleksin önemli bir parçasını oluşturan heykel 1863 yılında Ege Denizindeki Sema direk adasında heykelin parçaları keşfedilmiştir. Her ne kadar bulunan parçalar birleştirilse de parçaların arasında kol ve baş kısımları bulunamadığı için bugün eser başsız ve kolsuz bir biçimde sergilenmektedir. 1950 yılında bir arkeolojik kazıda heykelin eli olduğu düşünülen bir parça daha keşfedilmiştir. Eserin MÖ 3. yüzyılda, 220-190 yılları civarında, büyük ihtimalle bir Yunan deniz zaferi anısına yapıldığı düşünülse de eserin sanatçısı hakkında herhangi net bir bilgi yoktur. Bununla birlikte gerek heykelin kaidesi de "Rhodios" lafzına rastlanması, gerekse diğer bazı teknik sebepler sonucu heykeltıraşın Rodos kökenli olduğu ileri sürülmüştür.
 
İzmir sergisini görmek beni çok heyecanlandırdı Paris’te yapılan tanıtım hem de bu müzede çok önemli


Antik Mısır

Bazen bu bölümü izdihamdan dolayı kapatıyorlarmış

Hammurabi yazıtı

İran


Saray bölümü
tavan işlemeleri



O kadar sanat eseri var ki biz çok hızlı bir tur attık . Her eserin önünde 1 dk. dursak 1yılda  gezilemez bir müze


Louvre Müzesine ait kısa videolar
  

  

  

  


  

  

  
Saat 16.30 da Havalimanına doğru hareket olacaktı ve tur ile buluşmak üzere otele döndük . Buradan saat 17 00 de havalimanına gittik 10 dk lık bir gecikmeyle 19.40 da İstanbul'a uçtuk Akşam hava açıktı ve yukarıdan Paris görüntüsüde çok güzeldi.